Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk


Mustafa Kemal Atatürk[c] (1881,[d] Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - 10 Kasım 1938, İstanbul, Türkiye), Türk asker ve devlet adamıdır. Türk Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır.I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunda görev yapan Atatürk, Çanakk[ ... ]

Geometri

50,00₺



Gösterilen: 1 ile 1 arası, toplam: 1 (1 Sayfa)


Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk[c] (1881,[d] Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - 10 Kasım 1938, İstanbul, Türkiye), Türk asker ve devlet adamıdır. Türk Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır.


I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunda görev yapan Atatürk, Çanakkale Cephesi'nde miralaylığa, Sina ve Filistin Cephesi'nde ise Yıldırım Ordular Grubu komutanlığına atandı. Savaşın sonunda, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisini izleyen Kurtuluş Savaşı ile simgelenen Türk Ulusal Hareketi'ne öncülük ve önderlik etti. Türk Kurtuluş Savaşı sürecinde Ankara Hükûmetini kurdu, Türk Orduları Başkomutanı olarak Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki başarısından dolayı 19 Eylül 1921 tarihinde "gazi" sanını aldı ve mareşallik rütbesine yükseldi. Askerî ve siyasal eylemleriyle İtilaf Devletleri ve destekçilerine karşı yengi kazandı. Savaşın ardından Cumhuriyet Halk Partisini "Halk Fırkası" adıyla kurdu ve ilk genel başkanı oldu. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin İlanı ardından Cumhurbaşkanı seçildi. 1938'deki ölümüne dek dört dönem bu görevi yürütmüş olup günümüze değin Türkiye'de en uzun süre cumhurbaşkanlığı yapmış kişidir.


Atatürk; çağdaş, ilerici ve laik bir ulus devlet kurmak için siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda sekülarist ve milliyetçi nitelikte yenilikler gerçekleştirdi. Yabancılara tanınan ekonomik ayrıcalıklar kaldırıldı ve onlara ait üretim araçları ve demir yolları millîleştirildi. Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu ile eğitim, Türk hükûmetinin denetimine girdi. Seküler ve bilimsel eğitim esas alındı. Binlerce yeni okul yapıldı. İlköğretim ücretsiz ve zorunlu duruma getirildi. Yabancı okullar devlet denetimine alındı. Köylülerin sırtına yüklenen ağır vergiler azaltıldı. Erkeklerin serpuşlarında ve giysilerinde bazı değişiklikler yapıldı. Takvim, saat ve ölçülerde değişikliklere gidildi. Mecelle kaldırılarak yerine seküler Türk Kanunu Medenisi yürürlüğe konuldu. Kadınların sivil ve siyasal hakları pek çok Batı ülkesinden önce tanındı. Çok eşlilik yasaklandı. Kadınların tanıklığı ve miras hakkı, erkeklerinkiyle eşit duruma getirildi. Benzer olarak, dünyanın çoğu ülkesinden önce olarak Türkiye'de kadınlara ilkin yerel seçimlerde (1930), sonra genel seçimlerde (1934) seçme ve seçilme hakkı tanındı. Ceza ve borçlar hukukunda seküler yasalar yürürlüğe konuldu. Sanayi Teşvik Kanunu kabul edildi. Toprak reformu için çabalandı. Arap harfleri temelli Osmanlı alfabesinin yerine Latin harfleri temelli yeni Türk alfabesi kabul edildi. Halkı okuryazar kılmak için eğitim seferberliği başlatıldı. Üniversite Reformu gerçekleştirildi. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı yürürlüğe konuldu. Sınıf ve durum ayrımı gözeten lakap ve unvanlar kaldırıldı ve soyadları yürürlüğe konuldu. Bağdaşık ve birleşmiş bir ulus yaratılması için Türkleştirme siyaseti yürütüldü.


Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, Türk Hava Yolları, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Hıfzıssıhha Enstitüsü, Türkkuşu, Sümerbank, Etibank, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı ve daha birçok kamu kurumu Atatürk tarafından veya Atatürk'ün desteğiyle kuruldu. Yerli tarım, tekstil,[5][6][7] makine, uçak[8][9][10] ve otomobil[11] endüstrilerinin gelişimini destekledi. Tüm bunlara karşın Atatürk'ün hedefleri ile ülkenin sosyopolitik yapısı arasındaki uçurum kapanmadı.[12]


Adı ve soyadı

Mustafa adını babası Ali Rıza Efendi kendi dedesinin adı olduğundan dolayı vermiştir. Çünkü Ali Rıza Efendi'nin babasının adı olan Ahmed adı ağabeylerinden birisine verilmişti.[13] Mustafa'ya neden Kemal isminin verildiğine yönelik ise çeşitli iddialar vardır. Afet İnan, bu ismi ona matematik öğretmeni Üsküplü Mustafa Efendi'nin Kemal adının anlamında olduğu gibi onun "mükemmel ve olgun" olduğunu göstermek için verdiğini söylemiştir.[14] Ali Fuat Cebesoy ise bu adı matematik öğretmeninin onu kendisinden ayırt etmek için koyduğunu belirtir.[15] Atatürk'ün bir biyografisini yazmış olan yazar Andrew Mango ise Mustafa'nın bu adı Namık Kemal'in adında "Kemal" bulunduğu için kendisinin koyduğunu iddia etmektedir.[16]


1921-1934 yılları arasında Gazi Mustafa Kemal unvan ve adıyla veya sadece Gazi unvanıyla anılan Mustafa Kemal'e 21 Haziran 1934 tarih ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun kabulünden sonra TBMM tarafından çıkarılan 24 Kasım 1934 tarih ve 2587 sayılı Kemal öz adlı Cümhur Reisimize verilen soyadı hakkında kanun ile Atatürk soyadı verilmiştir.[17][18] Yine aynı kanuna göre "Atatürk" soyadı veya öz adı başka kimse tarafından alınamaz, kullanılamaz.[19]


Gazi Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı Saffet Arıkan'ın armağanıdır. Soyadı Kanunu çıkmasına rağmen Mustafa Kemal'e henüz bir soyadı verilmemişti. Atatürk ifadesi ilk kez II. Türk Dili Kurultayı'nda Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ne başkan seçilen Saffet Arıkan'ın[20] Dil Bayramı için hazırladığı nutkun taslağında yer almıştır. Nutkun taslağına Dolmabahçe Sarayı'nda göz atan Mustafa Kemal, nutkun giriş cümlesinde yer alan Ata Türk ifadesini "çok güzel bir buluş" diyerek beğenmiş ama nutkun sonunda yer alan Türk Atası ifadesini çok iddialı bularak kaldırtmıştır.[21] Dil Bayramı günü İstanbul Radyosu'nda Saffet Arıkan tarafından okunan nutuk, bir gün sonra Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yazılı olarak yayımlanmıştır.[22] Saffet Arıkan, soyadı bulmak amacıyla Atatürk ifadesini kullanmamıştı ama bu ifadeyi çok beğenen Mustafa Kemal, Ankara'ya döndükten sonra fikrini sormak için Naim Hazım Onat'a "Atatürk mü, Türkata mı?" diye sormuş, Naim Hazım Onat da "Birincisi" karşılığını vermiştir. Daha sonradan Naim Hazım Onat'ın da bulunduğu bir sofrada Mustafa Kemal, Atatürk soyadı için Saffet Arıkan'ı göstererek "Beyefendinin armağanlarıdır" demiştir. Atatürk soyadını Arıkan'ın bulduğunu ilk kez orada öğrenen Onat, Arıkan'ın yanına giderek "Bunu siz mi buldunuz?" diye sormuş, Arıkan da gülümseyerek "İltifat buyuruyorlar" demiştir.[23]


Atatürk, Mustafa Kemal adını askeriyede faaliyet gösterdiği yıllar içindeki gelişimi ve başarılarından mütevellit hak ettiği Bey (1911), Paşa (1916) ve Gazi (1921) unvanlarıyla birlikte kullandı ve hem yaşadığı dönemde hem de ölümünden sonra o adla tanınır oldu; cumhurbaşkanlığına seçildiği 1923'ten, kendisine Atatürk soyadının verildiği 1934'e dek gazete gibi medya organlarında ona sıkça "Gazi" denerek hitap edilirdi. 1935'te, Soyadı Kanunu'ndan sonra çıkarılan nüfus cüzdanlarından ikincisinde, Arapça bir ad olan Kemal'i milliyetçi tavrı doğrultusunda Eski Türkçede "büyük kale" anlamına geldiği iddia edilen[24] Kamâl[25] adıyla değiştirdi. 1934 ve 1935'te çıkarılan iki nüfus cüzdanına da Mustafa adı yazılmadı.


Atatürk'ün Kemal yerine kullandığı adla ilgili olarak Atatürk hayatta iken Anadolu Ajansı tarafından şöyle bir açıklama yapılmıştır:


"İstihbaratımıza nazaran, Atatürk'ün taşıdığı Kamâl adı Arapça bir kelime olmadığı gibi, Arapça Kemal kelimesinin delâlet ettiği manada da değildir. Atatürk'ün muhafaza edilen öz adı, Türkçe 'ordu ve kale' manasında olan Kamâl'dır. Son 'â' üstündeki tahfif işareti 'l'i yumuşattığı için, telâffuz hemen hemen Arapça 'Kemal' telâffuzuna yaklaşır."[26]


Ancak doğrudan doğruya kale ve ordu anlamına gelen kamâl sözcüğüne sözlüklerde rastlanılmamaktadır. Özbekçenin açıklamalı bir sözlüğü olan Oʻzbek tilining izohli lugʻati adlı sözlükte qamal sözcüğünün tanımında bu iki sözcük birlikte geçmektedir: Şehir, kale, ordu vb.ni teslim olmaya zorlamak amacıyla düşman koşunlarını kuşatmaya alma ve bu durumda tutma; kuşatma, muhasara.[27] Aynı sözcük Kazakçada "kale" ve "sur" anlamlarına gelmektedir.[28]


Atatürk, 1937 yılının mayıs ayından itibaren adının eski yazılışına (Kemal) geri döndü. Yumuşak bir geçiş yapmak için ya hiç kullanmayarak ya da belgelere "K. Atatürk" imzasını atarak bu ismi elinden geldiğince kullanmaktan kaçındı. Resmî bir açıklama hiç yapılmadı. Ancak Atatürk'ün adının geçtiği konunun Dil Devrimi ile bağlantılı olduğu açıktı.[4]



Çocukluk ve gençlik (1881-1904)


1839'da Kocacık'ta doğduğu sanılan[29] babası Ali Rıza Efendi, aslen Manastır'a bağlı Debre-i Bâlâ'dandır.[30] Falih Rıfkı Atay, Vamık Volkan, Norman Itzkowitz, Müjgân Cunbur, Numan Kartal ve Hasan İzzettin Dinamo'ya göre, babasının ailesi 14-15. yüzyılda Anadolu'dan bölgeye göç etmiş olan Kocacık Yörüklerindendir.[29][30][31][32] Bazı yabancı kaynaklara göre ise babasının ailesinde Arnavut veya Slav kökenli Müslümanlar olabilir.[33][34][35] Ali Rıza Bey öncelikle dini vakıfları denetleyen bir memur olarak çalışmış, 93 Harbi öncesinde 1876-77 yıllarında yerel birliklerde gönüllü teğmen olarak görev yapmıştır.[33][36] Zübeyde Hanım ile evlendikten sonra Selanik'te gümrük memurluğu ve kereste ticaretiyle meşgul oldu.[37][38]


Annesi Zübeyde Hanım, 1857 yılında Selanik'in batısındaki Langaza'da çiftçi bir ailede doğmuştur. Annesinin kökeni ise Karaman'dan Rumeli'ye gelen Türkmenlerdendir.[39]


Ali Rıza Bey ile Zübeyde Hanım 1871 yılında evlendi ve Ali Rıza Bey'in babasına ait olan Yenikapı, Selanik'teki eve yerleştiler.[40][41][42] Atatürk, bu çiftin çocuğu olarak rumî 1296 (miladî 1880-1881) yılında Selanik'te doğmuştur. Doğum günü bilinmemektedir. Kendisine sorulduğunda ise Samsun'a çıktığı 19 Mayıs tarihini doğum günü kabul etmiştir.[e][43] Fatma, Ömer, Ahmet, Naciye ve Makbule adlı beş kardeşinin ilk dördü küçük yaşta ölmüştür.[44][45]


Öğrenim çağına gelen Mustafa'nın hangi okula gideceği konusunda annesi ile babası arasında anlaşmazlık çıkmıştı. Annesi Mustafa'nın Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebine gitmesini istiyor, babası ise o dönemki yeni yöntemlerle eğitim yapan seküler[36] Mektebi Şemsi İbtidai'nde (Şemsi Efendi Mektebi) okumasını istiyordu. En sonunda önce mahalle mektebine başlayan Mustafa, arkadaşının suçunu üstlenmesi neticesinde yediği falaka cezası sebebiyle bir daha bu okula gitmek istememiştir.[46] Birkaç gün sonra Şemsi Efendi Mektebine geçti.[47] Atatürk, okul seçimindeki bu kararı için hayatı boyunca babasına minnettarlık duymuştur.[36] 1888'de babasını kaybetti.[48] Bir süre Rapla Çiftliği'nde annesinin üvey kardeşi[36] Hüseyin'in yanında kalıp hafif çiftlik işleriyle uğraştıktan sonra, eğitimsiz kalacağından endişe eden annesinin isteğiyle Selanik'e döndü, halasının yanına yerleşti ve okulunu bitirdi.[49][50] Bu arada Zübeyde Hanım, Selanik'te gümrük memuru olan Ragıp Bey ile evlendi.[51]


Şimdi müze olan Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahhane Caddesi'ndeki ev, 1870'te Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı tarafından yaptırılmış ve 1878'de yeni evlenen Ali Rıza Bey tarafından kiralanmıştır ancak o öldükten sonra Mustafa ve ailesi bu evden yanındaki 2 katlı, 3 odalı ve mutfaklı daha küçük bir eve taşınmışlardır.[52] Mustafa, seküler bir okul olan ve bürokrat yetiştiren Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu.[36] Ancak muhitindeki askerî öğrencilerin üniformalarından da etkilenerek annesinin karşı çıkmasına rağmen 1893'te Selânik Askerî Rüştiyesine girdi.[53] Bu okulda matematik öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey, ona anlamı "mükemmellik, olgunluk" olan Kemal ismini verdi.[54] Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey (Yücekök), özgürlük düşüncesiyle genç Mustafa Kemal'in düşünce yapısını etkiledi. 1895'te sınıf dördüncüsü olarak mezun oldu.[55] Mustafa Kemal Kuleli Askerî İdadisine girmeyi düşündüyse de ona ağabeylik yapan Selânikli subay Hasan Bey'in Manastır'daki eğitimin daha iyi olduğu yönündeki tavsiyesine uyarak 1896'da Manastır Askerî İdadisine kaydoldu.[55]


1896-1899 arasında eğitim gördüğü Manastır Askerî İdadisinde tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey (Bilge), Mustafa Kemal'in tarihe olan merakını güçlendirdi.[56] Okulda Fransızca öğrendi, Selanik'te geçirdiği yaz tatillerinde de Fransızca kurslarına devam etti.[57] 19 Nisan 1897'de başlayan Osmanlı-Yunan Savaşı'na gönüllü olarak katılmak istediyse de hem idadi öğrencisi olduğu için hem de 16 yaşında olduğundan dolayı cepheye gidememiştir.[58] Kasım 1898'de Manastır Askeri İdadisinden sınıf ikincisi olarak mezun oldu.[59][60] 13 Mart 1899'da[61][62] İstanbul'da Mekteb-i Harbiye-i Şahaneye girdi. Harbiye'ye girdikten iki ay sonra sınıf çavuşu oldu.[63] Birinci sınıfı 27., ikinci sınıfı 11., üçüncü sınıfı 549 kişi arasından piyade sınıf sekizincisi (1317 - P.8) olarak bitirdi ve 10 Şubat 1902'de piyade mülazım (bugünkü ismiyle Teğmen) rütbesiyle kurmay subayların yetiştirildiği Harp Akademisine girmeye hak kazandı.[60][64]


Mekteb-i Harbiye-i Şahane'nin akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebine (Harp Akademisi) devam etti ve kurmay subaylık eğitimi aldı. Harp Akademisi'ndeyken arkadaşları ile birlikte hükûmetin yönetimi ve politikaları konusunda fark ettikleri eksiklik ve hataları açıklamak için elle yazılmış bir gazete çıkardılar. Okul yönetimi tarafından takip edilseler de ceza almadılar ve okul bitene kadar gazete çalışmalarına devam ettiler.[64] 11 Ocak 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.[65]


Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.


Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu ev, Selanik


Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi, 14-15. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) Hanım 1956 yılına değin yaşadı.


Annesi Zübeyde Hanım


Küçük Mustafa, öğrenim çağına gelince annesinin arzusu üzerine Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde ilköğrenimine başladı. Kısa bir süre sonra babasının isteğiyle devrinin şartlarına göre modern eğitim veren Şemsi Efendi Mektebine geçti. Bu sırada babasını kaybetti. Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu ve kısa bir süre sonra, 1893 yılında, Selanik Askerî Rüştiyesine girdi. Çok sevdiği matematik dersinin öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi’den, “Kemal” adını aldı. Böylece adı “Mustafa Kemal” oldu. Selanik Askerî Rüştiyesini bitirdikten sonra 1896 yılında Manastır Askerî İdadisine başladı. Edebiyata olan ilgisi, onda gelecekteki hitabet ve yazılı anlatım ustalığının temelini oluşturdu. Manastır Askerî İdadisindeki tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey, Mustafa Kemal’in tarihe ve özellikle Türk tarihine ilgi duymasında başlıca etken oldu.1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdadisini bitirip, İstanbul’da Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazıldı. Bu okuldaki öğrenciliği sırasında arkadaşlarıyla birlikte hürriyet fikirlerini yaymak amacıyla gizli olarak el basması bir gazete çıkardı. 1902 yılında Harp Okulundan teğmen rütbesiyle mezun olarak Harp Akademisine girdi.


Mustafa Kemal Mekteb-i Harbiye'de, İstanbul, 1901


1903 yılında ikinci sınıfa geçerek üsteğmenliğe yükseldi. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu.


Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, İstanbul, 1905


Mustafa Kemal, Harp Okulu ve Harp Akademisindeki öğrenciliği sırasında ülke ve millet sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, aydın ve ileri fikirli bir subay olarak tanınmıştı. Bu nedenle Harp Akademisinden mezuniyetini takiben yönetim karşıtı fikirlerinden dolayı kısa bir süre gözaltında tutuldu. 1905 yılında Şam'daki 5. Ordu emrine atandı. Aynı yıl bazı arkadaşlarıyla birlikte, gizli olarak, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Bu cemiyetin Beyrut, Yafa ve Kudüs’te şubeleri açıldı.


Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal arkadaşları ile, Şam, 1906


1906 yılında gizlice Selanik’e giderek aynı cemiyetin bir şubesini açtıktan sonra geri döndü. Selanik’teki şube aynı yıl Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne katıldı. Selanik’te gizli olarak faaliyet gösteren bu cemiyet, 1907 yılında Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşti.1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesini aldı.


Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal, Şam, 1907


Daha sonra merkezi Manastır’da bulunan 3. Ordu karargâhına atandı. Karargâhın Selanik’teki kurmay şubesinde çalışmaya başladı. Kendisine Selanik’teki görevine ek olarak Üsküp-Selanik arasında Doğu Demiryolu Müfettişliği görevi verildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkez Komitesi’nce Meşrutiyet’in ilanını takiben baş gösteren tepkileri önlemek için Trablusgarp’a gönderildi. Buradaki huzursuzluğu giderdikten ve devlet otoritesinin kurulmasını sağladıktan sonra Ocak 1909’da Selanik’e döndü.


3. Ordu Selanik 2. Redif Tümeni Kurmay Başkanlığına getirildi. 31 Mart Vakası olarak tarihe geçen isyanın çıkışı üzerine 15-16 Nisan 1909'da Hüseyin Hüsnü Paşa komutasındaki Hareket Ordusu ile beraber bu ordunun kurmay başkanı olarak Selanik'ten İstanbul'a hareket etti.


Hareket Ordusu Komutanı Hüseyin Hüsnü ile, Selanik, 1909


Hareket Ordusunun İstanbul halkına yayınladığı ilk bildiriyi bizzat kaleme aldı. 1909 yılı içinde Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ikinci büyük kongresine Trablusgarp delegesi olarak katıldı. Bu kongrede ordunun siyasetten çekilmesini, cemiyetin halkın içindeki teşkilatını genişleterek millete dayanan bir siyasi parti hâline getirilmesini savundu. Görüşlerinin cemiyetin önde gelenlerince paylaşılmaması nedeniyle, kendini cemiyetten uzak tutarak askerî görevine verdi. Mustafa Kemal 2. Redif Tümeni Kurmay Başkanlığından yeniden 3. Ordu karargâhına atandı. Mayıs 1910'da, Arnavutluk'ta çıkan isyanı bastırmak üzere düzenlenen harekâtta, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın yanında görev aldı. 6 Eylül 1910'da Mustafa Kemal'in, 3. Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığına ataması yapıldı. Mustafa Kemal bu görevde iken orduyu temsilen aralarında Fethi Bey'in de bulunduğu bir kurul ile birlikte Fransa'daki Picardie manevralarına katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.


Picardie, Fransa, 1910


1911 yılında Trablusgarp Savaşı’na gönüllü olarak katıldı. Rütbesi binbaşılığa yükseltildi. Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı.

Trablusgarp, 1912


Tobruk bölgesinde komutasındaki yerli kuvvetlerle yaptığı bir baskın taarruzunda İtalyanlara ağır kayıplar verdirdi. 1912 yılı içinde Derne’de İtalyanlara karşı başarıyla mücadeleye devam etti. Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. 21 Temmuz 1913’te kurmay başkanlığını yaptığı Bolayır Kolordusu, Edirne’yi Bulgarlardan geri aldı. Aynı yıl Sofya’ya askerî ataşe olarak atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Askerî ataşelik görevi Ocak 1915'te sona erdi.


Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, Sofya' daki baloda yeniçeri kıyafetiyle, Bulgaristan, 1914


Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine kendisine aktif görev verilmesini istedi. Bunun üzerine 1915 yılı başında Esat Paşa (Bülkat) komutasındaki 3. Kolorduya bağlı olarak Tekirdağ’da kurulacak 19. Tümen Komutanlığına atandı. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf devletlerine "Çanakkale geçilmez!" dedirtti.


Gelibolu, Çanakkale, 1915


18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı’nı geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verildi. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi’ni kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta ikinci Anafartalar zaferleri takip etti. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirdi.


Gelibolu, Çanakkale, 1915


Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları'ndan sonra 1916'da Çanakkale’den Edirne’ye nakledilen 16. Kolordu Komutanlığına atandı. Edirne'deki bu kolordu, Kafkas Cephesi'nin önem kazanması üzerine bir süre sonra aynı adla Diyarbakır'a nakledilince Mustafa Kemal Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi.


Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal, 1916


Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geri geldi. Veliaht Vahdettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi.


Yıldırım Orduları Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Yaverleri Salih (Bozok), Şükrü (Tezer) ve Cevat Abbas (Gürer) Beyler ile, 1918


Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezareti’nde göreve başladı.


Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf devletlerinin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı.


Erzurum Kongresi için hazırlıklar yapılırken, Erzurum, 1919


27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atıldı. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.


TBMM'nin açılışı, Ankara, 1920


Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvayı Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvayı Milliye ile ordunun bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.


Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşı’nın önemli aşamaları şunlardır:

  • Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı
  • Çukurova, Antep, Maraş, Urfa savunmaları (1919- 1921)
  • Birinci İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
  • İkinci İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
  • Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
  • Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)


Sakarya Zaferi’nden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.


23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet’in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.


TBMM'nin balkonundan halkı selamlarken, Ankara, 1922


Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.


Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, devlet-hükümet başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.


Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Ankara, 1923


Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını ve komutanlarını ağırladı.15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu.


TBMM'de Nutuk'u okurken, Ankara, 1927


Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanım’la evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk, Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı.


Feneryolu'nda manevi kızı Ülkü ile, İstanbul, 1936


1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kız kardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu.


Gazi Orman Çiftliği, Ankara, 1929


Bütün hayatı mücadele içinde geçen Atatürk’ün 1937 yılının sonlarına doğru sağlığı bozulmaya başladı. Buna rağmen o dönemde yoğun bir biçimde bitmeyen bir heyecanla Hatay'ın ana vatana dâhil olması için çalıştı. Kendisinde mevcut karaciğer yetmezliği Ocak 1938'de daha da belirginleşti. Büyük Önder son günlerini İstanbul’da sürekli doktorların gözetiminde geçirdi. 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat dokuzu beş geçe Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini kapadı. Ölümü bütün dünyada derin akisler yaptı ve büyük üzüntü yarattı.


Dolmabahçe Sarayı, İstanbul, 1938


Atatürk'ün naaşı, Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi. Türk bayrağına sarılı ve başında silâh arkadaşlarının nöbet tuttuğu mukaddes tabut, üç gün müddetle milletin ziyaretine bırakıldı.


Dolmabahçe Sarayı, İstanbul, 1938


Cenazenin Ankara'ya nakil işlemi 20 Kasım'da gerçekleştirildi.


İstanbul, 1938


21 Kasım'da büyük törenle Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine kondu.


Atatürk'ün naaşı, Etnografya Müzesindeki yerine yerleştirildikten sonra, Ankara, 1938


Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Çanakkale'de ve diğer muharebelerde ona karşı savaşmış yabancı generaller törende bilhassa dikkati çekiyordu. Atatürk’ün naaşı, 10 Kasım 1953 tarihinde yapılan büyük bir devlet töreni ile Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabirden alınarak Anıtkabir’deki ebedî istirahatgâhına gömüldü.


Atatürk'ün naaşı hitabet kürsüsünde, Ankara, 1953

Atatürk tarafından kurulan kurumlar


Kurum AdıKuruluş TarihiKonum
Anadolu Ajansı6 Nisan 1920Ankara
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti2 Mayıs 1920Ankara
Çocuk Esirgeme Kurumu30 Haziran 1921Ankara
İzmir Enternasyonal Fuarı17 Şubat 1923İzmir
Diyanet İşleri Başkanlığı3 Mart 1924Ankara
Türkiye İş Bankası26 Ağustos 1924İstanbul
Orman Çiftliği1925Ankara
Ankara Hukuk Fakültesi5 Kasım 1925Ankara
Anadolu Sigorta1 Nisan 1925İstanbul
Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası1 Mayıs 1925-
Devlet İstatistik Enstitüsü26 Nisan 1926Ankara
Devlet Demiryolları ve Limanları İdare-i Umumiyesi1927Ankara
Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsü27 Mayıs 1928Ankara
Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti12 Nisan 1931Ankara
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası3 Ekim 1931Ankara
Halkevleri19 Şubat 1932Ankara
Türk Dili Tetkik Cemiyeti12 Temmuz 1932Ankara
Ziraat Okulları ve Yüksek Ziraat Enstitüsü1933Ankara
Devlet Havayolları20 Mayıs 1933İstanbul
Sümerbank11 Temmuz 1933-
Türkkuşu3 Mayıs 1935Ankara
Etibank14 Haziran 1935-
Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü14 Haziran 1935Ankara
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi14 Haziran 1935Ankara
Elektrik İşleri Etüd İdaresi24 Haziran 1935Ankara
Türkiye Şeker Fabrikaları6 Temmuz 1935Ankara
Bursa Merinos Fabrikası2 Şubat 1938Bursa



Notlar

  1. ^ Millî Mücadele'nin önde gelen 14 paşasına verilmiş sandır. Halaskâr "kurtarıcı" anlamına gelir.
  2. ^ CHP 1. Olağanüstü Kurultayı, Atatürk'ün ölümünden sonra, 26 Aralık 1938'de toplandı. Bu kurultayda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, "değişmez genel başkanlığa" seçildi. Kurultay ayrıca, Atatürk'ü "Ebedi Şef" ilan etti.
  3. ^ Doğum: Ali Rıza oğlu Mustafa; 1890'lardan 1911'e dek: Mustafa Kemal; 1911'den 1916'ya dek: Mustafa Kemal Bey; 1916'dan 1921'e dek: Mustafa Kemal Paşa; 1921'den 1934'e kadar: Gazi Mustafa Kemal Paşa; 1934-1935'te: Kemal Atatürk; 1935'ten 1937'ye dek: Kamâl Atatürk; 1937'den ölümüne dek: Kemal Atatürk. Ömrünün çok büyük bir kısmında taşıdığı Mustafa Kemal adıyla tanınır ve anılır. Time dergisi 19 Mayıs 1941 tarihli sayısında şunu yazdı: "Yedi Adlı Adam. Bu sarışın, mavi gözlü, şen külhanbeyinin Kamâl Atatürk olarak ölmeden önce yedi adı vardı."[3] Ancak Atatürk, 1937 yılının mayıs ayından sonra adının eski yazılışına (Kemal) geri döndü.[4]
  4. ^ Atatürk'ün doğum günü bilinmemektedir. Kendi isteğiyle 19 Mayıs (Samsun'da Millî Mücadele'nin başlatıldığı gün olması nedeniyle) onun simgesel doğum günüdür. Bunun yanı sıra, Atatürk'ün 1880 yılında doğduğu da öne sürülmüştür.
  5. ^ Detaylı bilgi için Doğum tarihi başlığına bakınız.
  6. ^ Andrew Mango'ya göre "Bu tarih (15 Ekim 1911) Mustafa Kemal'in İzmir yakınındaki Urla karantina istasyonundan Salih'e (Bozok) gönderdiği 17 Ekim 1911 tarihli mektubunda belirtiliyor. Ayrıca 22 Mayıs 1912 tarihinde Ayn Mansur, Bingazi'den (Abdül) Kerim'e gönderilen başka bir mektupta tekrarlanıyor, (ATASE, 1911-1912 Osmanlı-İtalyan Harbi, s. 134)." George W. Gawrych ise ayrılma tarihini 4 Ekim 1911 olarak belirtmiştir.[85]
  7. ^ Mango dört,[189] Gawrych ise altı kez[187] padişah huzuruna çıktığını belirtmektedir.
  8. ^ 1941 yılındaki 1. Coğrafya Kurultayında Ege ismi, coğrafi adlandırmalarda standartlaşmayı sağlamak için resmi olarak seçilmiş ve bu sayede yaygınlaşmıştır.[254]
  9. ^ 30 Haziran 1930 tarihinde Resmî Gazete'de 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu yayımlanmış, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyete geçmiştir.



Kaynakça

Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet ÇAY. ''Atatürk'ün Hayatı''. 2009.


Özel
  1. ^ a b "Atatürk'ün Künye Bilgileri". kho.edu.tr. Kara Harp Okulu. 12 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2016.
  2. ^ a b c d Ortaylı 2018, s. 86.
  3. ^ "TURKEY: Door to Dreamland"Time. 19 Mayıs 1941.
  4. ^ a b Enis Dinç (2020). Atatürk on Screen: Documentary Film and the Making of a Leader. s. 180.
  5. ^ Webster, The Turkey of Atatürk: Social Process in the Turkish Reformation, 260
  6. ^ Doğan, Formation of factory settlements within Turkish industrialization and modernization in 1930s: Nazilli printing factory
  7. ^ Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı. "Aydın – Historical Ruins". T.C. Hükûmeti. 7 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2020Nazilli cotton print factory was established over an area of 65.000 m2 on the Nazilli Bozdoğan highway. It is the "first Turkish cotton print factory" the foundation of which was laid on August 25th, 1935 and which was opened by Atatürk with great ceremony. (Nazilli Basma Fabrikası Nazilli-Bozdoğan kara yolu üzerinde 65.000 m²lik alana kuruldu. 25 Ağustos 1935 tarihinde temeli atılan ve Atatürk'ün büyük bir törenle açtığı "ilk Türk basma fabrikası"dır.)
  8. ^ "History of Turkish Aeronautical Association". 19 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2020.
  9. ^ "Skylife". 24 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2020.
  10. ^ "Nuri Demirağ Aircraft Factory". Nuridemirag.com. 21 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2020.
  11. ^ Stone, Norman „Talking Turkey“. National Interest, Güz 2000, sayı 61.
  12. ^ Eastham 1964, s. 132-136.
  13. ^ Afyoncu, Erhan (19 Şubat 2017). "Atatürk'ün aile kayıtları ilk kez yayınlandı"Sabah. 19 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2017.
  14. ^ Afet İnanAtatürk hakkında hâtıralar ve belgeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1959, s. 8 21 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  15. ^ Ali Fuat Cebesoy, Sınıf arkadaşım Atatürk: Okul ve genç subaylık hâtıraları, İnkılâp ve Aka Kitabevleri, 1967, s. 6 21 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: "Benim adım Mustafa. Senin adın da Mustafa. Arada bir fark olmalı, ne dersin, senin adının sonuna bir de Kemal koyalım."
  16. ^ Mango, Andrew (2004). Atatürk. Londra: John Murray. ISBN 978-0-7195-6592-2, s. 37.
  17. ^ a b "Kemal öz adlı Cümhur Reisimize verilen soyadı hakkında kanun" (PDF). 11 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Ağustos 2020.
  18. ^ a b "27.11.1934 tarihli T.C. Resmî Gazete" (PDF). 19 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Ağustos 2020.
  19. ^ "Vikikaynak, Atatürk soyisminin alınamayacağına dair kanun". 27 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2010.
  20. ^ "Yeni Umumi Merkez Heyeti". İkinci Türk Dili Kurultayı. Türk Dili Tetkik Cemiyeti Bülteni. Eylül 1934. s. 106.
  21. ^ Baha Arıkan (26 Kasım 1949). ""Atatürk" Soyadı ve Arıkan". Ulus Gazetesi. s. 2. 26 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2023.
  22. ^ "Saffet Beyin Konferansı". Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi. 27 Eylül 1934. s. 1. 26 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2023Büyük önderimiz ata türk
  23. ^ Naim Hâzım Onat (3 Aralık 1949). ""Atatürk" Soyadı Üzerine Bir Kaç Hatıra". Ulus Gazetesi. s. 2. 26 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2023Atatürk mü, Türkata mı? Hangisini daha iyi bulursunuz? Ben birincisinin daha güzel olduğunu sebepleriyle arza çalışmıştım... Bir akşam gene ATATÜRK'ün sofrasında yan yana oturuyorduk. ATATÜRK'ün soyadı üzerine konuşuluyordu. Bunun çok güzel bir buluş olduğundan bahsedilirken Büyük Önder, Arıkan'ı göstererek: "Beyefendinin armağanlarıdır" demişlerdi. O sırada kendisinden öğrenmek istemiştim: Arıkan, bunu siz mi buldunuz? Gülümseyerek cevap verdi: "İltifat buyuruyorlar.
  24. ^ Murat Belge, Tanıl Bora, Murat Gültekingil. Milliyetçilik (2002), İletişim Yayınları, s. 254 4 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  25. ^ Türklük araştırmaları dergisi, 17-18. sayılar (2005), Marmara Üniversitesi. Fen-Edebiyat Fakültesi, s. 152
  26. ^ Niyazi Ahmet Banoğlu, Atatürk'ün İstanbul'daki Hayatı, 2. cilt, Millî Eğitim Matbaası, 1974, s. 131
  27. ^ "Özbekçe-Türkçe sözlükte "qamal"". 10 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2018.
  28. ^ "Kazakça-Türkçe sözlükte "qamal"". 10 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2018.
  29. ^ a b Cunbur, Müjgân (2004). Türk dünyası edebiyatçıları ansiklopedisi. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı. ISBN 9751612810Babası Ali Rıza Efendi (doğ. 1839), annesi Zübeyde Hanımdır. Baba dedesi Hafız Ahmet Efendi, 14-15. yüzyılda Anadolu'dan göç ederek Makedonya'ya yerleşen Kocacık Yörüklerindendir.
  30. ^ a b Kartal, Numan (2002). Atatürk ve Kocacık Türkleri. T.C. Kültür Bakanlığı. Aile Selânik'e Manastır ilinin Debrei Bâlâ sancağına bağlı Kocacık bucağından gelmişti. Ali Rıza Efendi'nin doğum yeri olan Kocacık bucağı halkı da Anadolu'dan gitme ve tamamıyla Türk, Müslüman Oğuzların Türkmen boylarındandırlar.
  31. ^ Dinamo, Hasan İzzettin (1986). Kutsal İsyan: Millî Kurtuluş Savaşı'nın Gerçek Hikâyesi, 2. cilt. Tekin Yayınevi.
  32. ^ Itzkowitz, Norman; Volkan, Vamık D. (1998). Ölümsüz Atatürk. Bağlam Yayınları. s. 37. ISBN 975-7696-97-8dipnot no. 6 (Atay, 1980, s. 17)
  33. ^ a b Mango 1999, ss. 31-32.
  34. ^ Ernest Jackh The Rising Crescent, Goemaere Press, 2007, s. 31, Turkish mother and Albanian father 31 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  35. ^ Isaac Frederick Marcosson, Turbulent years, Ayer Publishing, 1969, s. 144. 13 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  36. ^ a b c d e "Atatürk, Kemal." Encyclopædia Britannica Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2011.
  37. ^ Mango 1999, s. 31.
  38. ^ Türk Dili: Dil ve Edebiyat Dergisi, 493-498. sayılar (1993), Türk Dil Kurumu, s. 135
  39. ^ Sevtap Gamsız, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, 2012 İstanbul, s. 12
  40. ^ Mango 1999, s. 32.
  41. ^ Cunbur, Müjgân (2004). Türk dünyası edebiyatçıları ansiklopedisi. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı. s. 1. ISBN 9751612810Anne Zübeyde Hanım, Sangüllü Hacı Sofu soyundan Varyemezoğlu İbrahim Feyzullah Efendinin kızıydı. 1857 yılında doğan Zübeyde, henüz on dört yaşında iken evlendi. Ailesi, Selânik civarındaki Langaza beldesine gelip yerleşen Anadolu Türk Zübeyde Hanım'la evlenmişti.
  42. ^ Kutay, Cemal. Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet: Ana Dilimizle Kulluk Hakkı, 1. cilt (1998), Aksoy Yayıncılık, s. 130
  43. ^ "19 Mayıs: Ata'nın doğum günüm dediği tarih". ntvmsnbc. 18 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2011.
  44. ^ Tuğlacı, Pars. Çağdaş Türkiye, 1. cilt (1987), Cem Yayınevi, s. 2
  45. ^ Aydemir, Şevket Süreyya (Mart 2011). "Zübeyde". Tek Adam (1963), Cilt I (32. özel bas.). Ankara: Remzi Kitabevi. s. 30. 978-975-14-0670-5.
  46. ^ "Mustafa Kemal Atatürk'ün Gittiği Okullar Nelerdir? Sırasıyla Okuduğu Okullar Ve İsimleri". Milliyet. 8 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022.
  47. ^ Atatürkçü düşünce (1992), Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, s. 696 4 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  48. ^ Baba, İmran. Културните взаимодействия на Балканите и турската архитектура. Международен симпозиум 17-19 май 2000, Шумен-България (2001), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, s. 24 4 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  49. ^ Mango 1999, s. 36.
  50. ^ Aydemir, Şevket Süreyya. Tek adam (1963), Remzi Kitabevi, s. 44
  51. ^ Bayhan, Fatih. Gölgesinde Mustafa Kemal büyüten kadın Zübeyde Hanım (2008), Pegasus Yayınları, s. 78
  52. ^ İzmir Ticaret Odası, Atatürk'ün Evi - Bir ulusun geleceğinin doğduğu yer, y.y, t.y.:
  53. ^ Mango 1999, ss. 36-37.
  54. ^ "Atatürk'ün Hayatı Öğrenim Hayatı". Kara Harp Okulu. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2011.
  55. ^ a b Mango 1999, s. 43.
  56. ^ Cebesoy 2000, s. 27.
  57. ^ Mango 1999, s. 44.
  58. ^ Mango 1999, ss. 45-46.
  59. ^ Mango 1999, s. 46.
  60. ^ a b Celâl Erikan, Komutan Atatürk, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1972, s. 72.
  61. ^ "KRONOLOJİ 1881 - 1912 Yılları". ataturk.net. 9 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2011.
  62. ^ Erikan, Celal (Mayıs 2006). "Ek IV - Notlar". Komutan Atatürk (1964) (IV. Baskı bas.). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. s. 782. 975-458-288-2. Okullardan kışın çıkışının nedeni Yunan Savaşı'ndan başlanarak kısa öğretim yılları uygulanmasındandır.
  63. ^ Mango 1999, s. 48.
  64. ^ a b Mango 1999, s. 52.
  65. ^ a b c d e f T.C. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Yayınları, Türk İstiklâl Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Genkur. Basınevi, Ankara, 1972, s. 1-17.


Yazarlarımız